Ferdi baba…

Yıldızlarda kayar durmaz yerinde derken belkide bilmeden bugünden bahsediyordu.

Yıldızlarda kayar durmaz yerinde derken, belki de bilmeden bugünden bahsediyordu.

Ben Ferdi Baba’yı ilk defa video filminden tanıdım. O da şöyle oldu: Yıl 1980. Münih’te, Türk sinemalarının pabucunu dama attıracak video adında bir aletin piyasaya çıkmasıyla ilk Türk filmleri de piyasaya çıkmıştı. Video pahalıydı ama memleket hasreti daha ağır basıyordu. Derbeder, Batan Güneş ve Çilekeş filmleri çıkan ilkler arasındaydı. Hiç unutmam, merhum babam ilk video alanlardandı. Video almayla olmuyor tabii. Rahmetli babam, izlemek için de birkaç film almıştı. Ferdi Tayfur’un Derbeder adlı filmi bunlardan biriydi. Her misafir gelişinde mutlaka başa sardırıp seyrederdik.

Filmde okuduğu güzel ve duygu yüklü şarkıları hâlâ kulağımda çınlıyor. Biz aslında Ferdi Baba’da kendimizden bir parça bulmuştuk. Ferdi Baba’nın duyguları, sevdaları samimiydi. Şarkıları samimiydi. Sesi de memleketi de Çukurova gibi yanıktı. Şöhret basamaklarını tek tek çıkarken geldiği çevreyi unutmayanlardandı. Vatanına, milletine sevdalıydı. Yerli ve milliyetçiydi. Zorluğu, fakirliği hücrelerine kadar yaşamış bir Anadolu çocuğuydu o. Birileri gibi kafadan megastar olarak tanıtılıp şöhretin en üst basamağına çıkartılmamıştı. Ferdi Tayfur, dişiyle, tırnağıyla, gönlüne taht kurduğu Türk toplumunun beğenileriyle ve helal alın teriyle en üst basamağa tırmanmayı başarmıştı.

Efendiliğini hiç bozmadı. Küfürlü konuşmazdı. Şöhrete rağmen geldiği mahalleyi ve kültürünü reddetmedi. Gönüllere adeta taht kurdu. Şarkıları çok uzun yıllar dillerden düşmeyecektir. Ferdi Baba, mübarek bir gecede, gönül tahtından ebedi aleme göç etti. Kabri nur, mekânı Cennet olsun.

Eyüp Tanrıverdi

TÜRKİYE

ALMANYA

MÜNİH

NÜRNBERG

error: Content is protected !!