Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın „nefret ve ayrımcılık“ suçlamasıyla hakkında soruşturma başlattığı CHP’li Belediye Başkanı Tanju Özcan, dün yaptığı paylaşımlarla yine tartışmaların odağı haline geldi.
Özcan, yaz tatilini Türkiye’de geçirmek isteyen gurbetçilere yönelik ayrımcı ve ırkçı ifadeler kullanarak, onları ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapmaya teşvik eden bir yaklaşım sergiledi.
HAKLARINDAN MAHRUM BIRAKILAMAZ
Özcan’ın bu paylaşımları, vatandaşlar ve sosyal medya kullanıcıları tarafından sert tepkiyle karşılandı.
Birçok vatandaş, yurt dışında yaşayan Türklerin ülke için önemli bir bağ ve aidiyet sahibi olduğunu vurgulayarak, “Vatandaşlık hakları anayasa ile güvence altındadır ve herkes bu hakkı kullanmalıdır. Yurtdışında yaşayan Türkler, ülkesine her zaman katkı sağlar ve seçimlerde de aktif rol alır. Bu haklardan mahrum bırakılmamalıdır” dedi.
HUKUK VE ANAYASA ÖNÜNDE HERKES EŞİTTİR
Bir vatandaş, “Yurtdışı seçmenler yaklaşık 2 milyon civarında. Doğrudan milletvekili seçmiyorlar, oyları oransal olarak dağıtılıyor.
Bu sayı, Türkiye’deki toplam milletvekili sayısına yaklaşık 18-19 milletvekiline denk gelir. Herkes ülkesi için önemli bir oy kullanma hakkına sahiptir. Hukuk ve anayasa önünde herkes eşittir” diyerek tepki gösterdi.
ONLAR TÜRKİYE EKONOMİSİNE KATKI SAĞLIYOR
Başka bir vatandaş ise, “Yurt dışında yaşayan Türkler, ülkemize döviz getiriyor, ekonomiye katkı sağlıyor. Gurbetçiler, ülkemizin gelişiminde önemli bir köprü vazifesi görüyor.
Onlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapmak, ayrımcılık ve ötekileştirme politikasıdır. Bu yaklaşım, ülkemizin birlik ve beraberliğine zarar verir” ifadelerini kullandı.
GERÇEKÇİ OLMAYAN YAKLAŞIM
Tanju Özcan’ın paylaşımları, bazı kesimlerde ise “popülist ve gerçekçi olmayan” bir yaklaşım olarak değerlendirildi.
Sosyal medya kullanıcıları, gurbetçilerin haklarının korunması gerektiğine vurgu yaparak, “Devlet yönetimi hukuk ve adaletle olmalı, ayrımcılık değil, birlik ve beraberlikle güçlenmeliyiz” çağrısında bulundu.
SADECE KIŞKIRTICI POLİTİKA
Özcan’ın, yurt dışında yaşayan Türklerin haklarına yönelik bu tutumu, geçmişte de mültecilere ve azınlıklara karşı kışkırtıcı politikalar izlenmesine benzer şekilde, toplumsal kutuplaşmayı artırdığı endişelerini beraberinde getirdi.
Uzmanlar, bu tür açıklamaların toplumda ayrımcılığı körüklediğine ve demokratik değerlerle bağdaşmadığına dikkat çekti.
