Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

AĞIZDA MEYDANA GELEN TRAVMALAR 

Ağız mukozasının enfeksiyonlara karşı konjenital (doğuştan gelen) bir direnci olduğu kabul edilmektedir. Ağız mukozasının bu direnci üzerinde devamlı tükrük akışının önemli etkisi vardır. Ağzı açık solunum yapanlarda ağzın kurumasıyla ağızdaki iltihabi lezyonlar şiddetlenir.

Ağız mukozasının enfeksiyonlara karşı
Dr. Fulya Sağlık
Dr. Fulya Sağlık

  Diş fırçalamanın çok faydalı etkisi yanında kötü kullanıldıklarında diş etleri ve ağız mukozası üzerinde olumsuz etkiler de gelişebilir. Çok sert fırçalarla haddinden fazla fırçalamak , diş etlerinde tahrişler meydana getirebilir. Aftöz ulkuslar meydana gelebilir ve bunlar bazen hakiki bir aft olarak ortaya çıkabilir. Bu bakımdan fırçaların fazla sert olmaması sabah ve akşam olmak üzere günde iki defa esaslı bir şekilde fırçalanması yeterlidir,

Keskin kenarlı dişler ve keskin kenarlı dolgular, her türlü kötü protezler, yanak ve dilde irkiltmelere neden olabilir. Bunun sonucunda ağız mukozasında dekübital ulkuslar teşekkül edebilir ki bunlara da dekübitus denebilir.Bilhassa tam protezlerin irkiltmelerinden önce bir zedelenme meydana gelir.Bunun sonucunda lokal bir hiperemi olur ki bu cerahatlenmeye kadar gidebilir, bazen de hiperkeratinize küçük odaklar meydana gelir. Bunların rengi beyazımtıraktır. İltihabın devam etmesi ile hiperplaziler teşekkül eder. Bunlar diş kavsinin yanağa bakan yada dile bakan taraflarında veya damak taraflarında ufak yada büyük dilim veya dilimler halinde teşekkül ederek, protezin yerine oturmasına mani olurlar.

Akut yada kronik bir şekilde yanak ısırmaları artikülasyon bozukluğundan ve yine kötü protezlerde genellikle total ve parsiyel protezlerden , bunlarda dişlerin diş kavsi dışına dizilmiş olmaları ve oklüzyonun alçak olması halinde yanak ve dudak ısırmaları meydana gelebilir. Bunların hepsinde hiperkeratozlar görülebilir ki bunlarda zamanla kötü bir diskeratoz sonucunda carsinomaya dönüşebilir.

Tütünün tesiri ile de mukoza üzerinde epitelde dejenerasyonlar oluşabilir. Burada yanan tütünden hasıl olan katran, piridin, fenol türevleri, amonyak ve esasen tütünde bulunan nikotin, ısının artması emmeden meydana gelen hipereminin de etkisiyle mukozada  devamlı tahriş meydana getirebilir. Tahrişe karşı dokusal bir reaksiyon olarak önce mukoza bezlerinin ağızlarında hiperemik bir iltihap, sonra hiperkeratoz teşekkül eder. İleri safhalarda bezlerin ağzı beyazlaşır, mukus bezlerinin ağzı hiperkeratoz nedeniyle tıkanır ve bezler dejenere olur. Bu klinik değişmelerin tümüne birden  Stomatitis nikotinika denir. Daha ilerleyen safhalarda lökoplaki şeklinde dudak iç mukozası, yanak ve dil mukozası, bilhassa da damak mukozasında da çok rastlanır. Korium tabakasındaki değişmelerle, zamanla hiperkeratotik tabaka prekanserö  bir durum arzederek ilerleyen safhalarda karsinomaya kadar dönüşebilir. Daha ileri safhada karsinojen maddeler larenksden geçerken Kordo-vokalis üzrinde de malign değişmelere sebep olabilir ve larenks kanserleri meydana gelebilir.  Uzun süren bu etki bazen de akciğerin bronşiyal, alveolar mukozası üzerinde etkisini göstererek akciğer karsinomalarına da yol açabilir.

İlaç tahrişleri : Yoğun olarak yapılan gargaralar mukozayı tahriş eder, kırmızılaştırır hatta karartır. Önerilen gargaraların yoğunluğu mukozayı tahriş edecek derecede olmamalıdır. Gargara dışında diğer ilaçların uygulanmasında tahrişler meydana gelebilir.

Antibiyotik kullanımlarından sonra bazen ağız florasında denge bozularak fungus tipindeki mikroorganizmanın üremesiyle ağız ve dil mukozasında hiperemik bir iltihaplanma gelişir ve mukoza gözle görülür şekilde kızarır.

Altın, civa,kurşun ,bizmut,kurşun gibi bazı metallerin ağızda dolgu yada köprü ,protez olarak kullanılması diş etlerinde renkleşmeşer ve iltihaplar yapabilir. Fosfor zehirlenmelerinde de çene kemiklerinde zehirlenmenin yoğunluğuna göre nekrozlar teşekkül edebilir.

Dişhekimlerinin lokal olarak uyguladıkları bazı ilaçlar teknik hata sonucunda tahrişler oluşturabilr. Bilhassa kanal tedavilerinde kullanılan kaviteye uygulanan asit-arsenyö tatbik edildikten sonra iyice kapatılmadığında, dışarıya sızan asit-arsenyö diş etinde ve o kısımdaki kemikte nekroz meydana getirebilir.Bunun sonucunda interdental papilla bozulur, bir daha yerine gelmesine imkan yoktur.

Bu durumu takiben çürük başlayabilir. Eğer kemikte nekroz meydana gelmişse ufak bir kemik sekestre olarak dışarıya atılır. Bu gibi hallerde diş etinde ağrı, kızarıklık, kanama ve harabiyet görülür. Eğer kemiğe kadar ilerlemişse , kemiğin nekrozlaşmasından dolayı çıplak bir kemik karşımıza çıkabilir. Bu gibi durumlarda kemiğin sekestre olmasına kadar beklenerek, interdental mesafe ılık, oksijenli su veya bikarbonatlı su ile yıkanarak ufak bir gaz-iodorme pansumanı yapılabilir. Eğer asit-arsenyö kök ucundan dışına taşmışsa , şiddetli periodontitis meydana gelir.

Yanıklar: Yüksek derecedeki ısının etkisi ile oluşan doku harabiyetidir. 60-70 dereceye kadar dokular ısıya tahammül edebilir.Irk ve kişinin bünyesi ile bu oran biraz değişebilir.Bazı bölgelerde kahve 70 derecede içilebilmektedir.Bu da ısının tesiriyle dokuda albümin çökelir nekroz meydana gelir.Yanık tedavilerinde deri açılmamışsa , koruyucu tedavi uygulanır.Koruyucu tedavi olarak yumuşatıcı besleyici ve hafif antibakteriyel pomadlar kullanılabilir. Özellikle A ve D vitamini ihtiva eden pomadlar, Pantotenik asitli pomadlar tavsiye edilir. Ağrı varsa anestol gibi merhemlerde kullanılabilir. Şayet deri açılmışsa enfeksiyon söz konusu olacağından bunlara ilaveten antibiotik ve sülfamitli pomatlar tatbik edilebilir.

You cannot copy content of this page

Consent Management Platform von Real Cookie Banner https://newsaktuel.de