Yanlarında memleketlerine özgü ürünleri de götürdüklerini hiç birinin arabasının boş geri dönmediğini söyleyen Avrupalı Türkler, “Rüya gibiydi geldik gidiyoruz. Bize 1 yıl yetecek hatıralar biriktirdik. Artık 1 yıl onlar ile teselli bulacağız. Eskiden tatlıları doldurup getiriyorduk şimdi ise tam tersi Türkiye’den doldurup götürüyoruz. Türkiye’ye yüksek döviz kazandırdığımızı düşünüyoruz. Buna rağmen Türkiye’dekiler tarafından dışlanmayı hak etmediğimizi düşünüyor onların bu ayıbını Allah’a havale ediyoruz” dediler.
Eşi Fatma, çocukları Emre, Erva ve Enes ile birlikte Çeşme, Ankara ve son olarak memleketleri Bayburt’ta tatil yaptıktan sonra Almanya’nın başkenti Berlin’e geri dönüş yapan 44 yaşındaki Tamer Yılmaz, “Korona salgınından sonra ortaya çıkan ekonomik kriz Dünya’nın her yerinde var. Almanya’da da, Türkiye’de de var. İnsanımız sürekli eleştireceğine biraz daha sabırlı olup, daha çok çalışıp Türkiye’mizi ayakta tutmaya çalışmalı bence” dedi.
Türkiye’de kızının düğününü yaptıklarını söyleyen Sevim Bacak, “Ülkemiz kazansın diye düğünümüzü Türkiye’de yaptık. Sadece kız tarafı olarak 7.000 Euro harcadık. Ülkemiz için helali hoş olsun. Bu düğünü isteseydik Avusturya’da da yapabilirdik. Avusturya’da zam üstüne zam yapılıyor ama kimse sesini çıkartmıyor” dedi.
23 yıldır Fransa’nın başkenti Paris’te yaşamakta olan Aksaraylı Saniye Altınsoy, “Bazı kendini bilmezlerin izin sezonu öncesi aleyhimizde demedikleri kalmadı. Ben bunu onların kendi ayıpları olarak değerlendiriyorum. Bizim onlara zararımız değil daha çok katkımız var. Biz Avrupa’da hasret ve özlemle gün sayıyoruz. Türkiye’ye geç gittiğimiz için çocuklarımız bile ‘Hadi gidelim artık’ diye ağlayıp durdu. 3900 kilometre yol gittik ve gittiğimiz toprağımızda 80.000 Euroluk yatırım yaptık” dedi.
Kızı Hava Bal’ın düğün alış verişi için Fransa’dan memleketleri Aksaray’a gittiklerini söyleyen Yunus Bal (50), “Kızımızın düğünü için Türkiye’de çok para harcayıp geri döndük. Gurbette yaşamak çok zor oluyor. Bir yanın Türkiye’de diğer yanın Fransa’da. İnsan ne orayı ne burayı unutamıyor. Ama Türkiye’dekiler bizi bir türlü anlamak istemiyor” dedi.
Yaklaşık 3 ay Kahramanmaraş’ta kaldıktan sonra Almanya’ya geri dönüş yapan 78 yaşındaki Derviş Parsil, “Türkiye’dekilerin ilk defa bu kadar soğuk davrandığına şahit oldum. Bu yetmiyormuş gibi Bulgarların bize zulüm yaşatmaları çok gücüme gidiyor. Buna hükümetimizin bir el atması gerekir” dedi.
Berlin’de yaşamakta olduğunu söyleyen Antakyalı Yusuf Güven, “Memleketim Antakya’ya gittiğimde karşılaştığım manzara beni çok derinden etkiledi. Buna rağmen şehir toparlanmaya çalışıyor. Devletimiz sağ olsun elinden geleni yapıyor. Biz Avrupa’dan yeterince maddi yardım gönderirken halkımız da baya yardım etmiş. Gördüğümüz şey herkes çalışıyor. inşallah yakın zamanda toparlar diye düşünüyoruz. Biraz daha zamana ihtiyacımız var. Annem ve babam depremde enkaz altından çıkartılırken çok sayıda akrabamız hayatını kaybetti” dedi.
Türkiye’de geçirdiği zaman zarfında akrabaları ile sohbet ederken hiç siyaset konularına girmemeye çalıştığını söyleyen Ankaralı Ferhat Karaca, “İnsanlar, bizim ağzımızdan çıkacak lafa kilitlenmiş. Bizlerden adeta hükümet karşıtı söylemlerde bulunmamızı bekler olmuş. Çok şaşırdım” dedi.
Norveç’in başkenti Oslo’da yaşamakta olan Sinoplu Fatih Karabulut’un (42) eşi Caritta (46), “Norveç’in devlet politikası, bir İsveç politikası kadar kötü değil. Norveç halkının Türklere bakış açıları her geçen gün iyiye gidiyor. Türk pilavı, çorba ve patlıcan yemeği yapmasını çok seviyorum. Türkiye’nin yemeklerini, tarihini ve insanlarını çok seviyorum. Türkiye’yi bu yıl daha da güzel gördüm. Cumhurbaşkanı Erdoğan güzel işlere imza atıyor” dedi.
Almanya’nın Köln kentinde yaşamakta olan Çankırılı İlyas Yıldırım, “Türkiye’de altı hafta izin yaptım. 12.000 kilometre yolculuk yaptım. Onun için fiyatlara hiç dikkat etmedim. Eğer bu kadar gezmeyi Almanya’da yapmış olsam Türkiye’de harcadığım paranın iki belki de üç katını Almanya’da öderdim diye düşünüyorum” dedi. Mustafa AKBABA